Son dönemde restorasyon çalışmaları ile gündemde olan Kız Kulesi, şehrin en simgesel ve tarihi yapılarından biridir. İstanbul’un sembolü haline gelen Kız Kulesi‘nin hikayesi, binlerce yıl öncesine dayanmaktadır.
Kız Kulesi, İstanbul Boğazı’nın Asya yakasında, Salacak açıklarında bulunan küçük bir adacık üzerine inşa edilmiştir. Adanın üzerinde bulunan ilk yapı, M.Ö. 5. yüzyılda Atinalılar tarafından inşa edilen bir gözetleme kulesidir. Daha sonra, Bizans İmparatorluğu döneminde, adadaki yapılar tamamen yenilenmiş ve çeşitli amaçlar için kullanılmıştır.
Kız Kulesi‘nin ismi ve hikayesi ise oldukça ilginçtir. İstanbul Boğazı’nda yaşayan bir prenses, bir kahin tarafından öldürüleceği kehanet edilir. Bu kehanetten sonra, prensesin babası kızını korumak için onu adaya hapsettirir. Ancak prenses, bir gün adaya bir sepet içinde yemek getiren bir balıkçı tarafından kurtarılır ve sevgilisiyle kaçar. Bu hikaye sonrasında adaya “Kız Kulesi” adı verilir ve sembolik bir anlam kazanır.
Kız Kulesi, tarih boyunca birçok amaç için kullanılmıştır. Bizans İmparatorluğu döneminde gözetleme kulesi olarak kullanılan yapı, daha sonra Osmanlı İmparatorluğu döneminde karakol, deniz feneri, karantina merkezi ve hatta bir balıkçı lokantası olarak hizmet vermiştir.
Bugün ise Kız Kulesi, İstanbul’un en popüler turistik mekanlarından biridir. İstanbul Boğazı’nın muhteşem manzarası eşliğinde ziyaret edilen Kız Kulesi, hem yerli hem de yabancı turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Kız Kulesi‘ne ulaşmak için özel teknelerle yapılan turlar da düzenlenmektedir. Ayrıca çeşitli etkinlikler için de kullanılmaktadır. Özellikle yılbaşı gecesi düzenlenen özel partiler, İstanbul Boğazı’nın muhteşem manzarası eşliğinde unutulmaz anılar yaşatmaktadır.
